
''... ne istediğimi kendim de bilmiyordum. Hayattan korkuyordum, ondan kaçıyordum ve herşeye rağmen ondan yine de birşeyler ümit ediyordum...''
sayfa 28
''... bugün-yarın hastalık ve ölüm, sevdiğim insanları ve beni yakalayacak (zaten yakalamıştı bile) ve geriye pis koku ve kurtçuklardan başka birşey kalmayacak. Başarılarım, nasıl olurlarsa olsunlar, er geç unutulacak ve ben hayatta olmayacağım. O halde bütün bu çaba niye?...''
sayfa 29
''... çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek...''
sayfa 42
''... insan hayatının başladığı zamanlardan bu yana, insanlar, hayatın anlamına sahipti. Ve onlar, bana gelinceye kadar bu hayatı yaşadılar. Benim içimde, benim çevremde ne varsa, maddi olan olmayan, herşey onların hayat hakkındaki bilgilerinin meyvesidir. Zekamın bu hayatı yargılamama ve lanetlememe yarayan araçları, bütün bunlar, benim tarafımdan değil, onlar tarafından meydana getirilmiştir. Ben kendim, doğdum, eğitilmdim, büyüdüm- onlar sayesinde. Onlar demiri çıkardı, onlar ormanı açmayı öğretti, onlar inekleri ve atları ehlileştirdi, onlar ekin ekmeyi öğretti, onlar birlikte yaşamayı öğretti, onlar hayatımızı sağlam biçime soktu, onlar bana düşünmeyi ve konuşmayı öğretti. Ve onların eseri olan ben, onlar tarafından yedirilip içirildim, onlardan ders gördüm. Onların düşünce ve sözleriyle düşünerek onlara diyorum ki, hepsi boştur. Burada bir yanlışlık var, diyordum kendi kendime. Bu yanılgı neydi, işte onu bulamıyorum.''
sayfa 52-53
''... ''Sen yalan içinde yaşıyorsun, ben hakikatte.'' iddiası, bir insanın ötekine söyleyebileceği en acımasız sözdür...''
sayfa 86
Tolstoy-İtiraflarım
kaknüs yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder