
''... Şeytanları tarafından eziyet edilen kişi farkında olmadan öcünü en yakınındakinden alır...''
sayfa 52
''...Yaşamın iki saati, iki sayfa yazıdan yeğdir demeyin, yazı daha fakir ama daha açıktır...''
sayfa 56
''...Bugün bir Viyana harihası gördüm, senin sadece bir odaya ihtiyacın var olduğu halde böylesine büyük bir şehrin inşa edilmiş olmasını bir anlığına aklım almadı...''
sayfa 87
''...İnsan aslında sahip olduklarının bilincinde olmayan bir kapitalisttir...''
sayfa 120
''...neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken ya da uyurken seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim...''
sayfa 137
''...Önümüzdeki ay Prag'a gelebileceğini söylüyorsun. Sana şöyle demek istiyorum: Gelme. Bir gün gerçekten ihtiyacım olduğunda ve senden gelmeni istediğimde, hemen geleceğin umudu kalsın bende, ama şimdi gelmesen daha iyi, çünkü yine gitmek zorunda kalacaksın...''
sayfa 146
''... İnsan kendi kusurlarına katlanmak zorundadır, her an için; ama iki kişilik bir kusura katlanmak zorunda değildir. Gözler yerinden çıkarılıp atılmak için değil mi? Hem bu o kadar da kötü değil, abartı ve yalan bu, her şey abartı; sadece özlem gerçek, abartılamayan gerçek. Ama özlemin gerçekliği de o kadar kendine ait bir gerçeklik değil, daha ziyade, geri kalan her şeyin yalan olduğunun ifadesi...''
''...Bir de kendin söylüyorsun: 'sevmeye güçleri yok.' diye; bu 'insan'la 'hayvan'ı ayırt etmek için yeterli değil mi?...''
sayfa 289
''... İnsanlarla ilgili yazdığın şey, 'sevmeye güçleri yok.' doğruydu Milena, sen yazarken doğru olduğuna inanmamış olsan da. Belki de sevme güçleri, sevildiklerinde ortaya çıkıyordur. Bu noktada onlar için hafifletici bir ayrım da var. Bu insanlardan biri sevgilisine 'beni sevdiğine inanıyorum.' dediğinde, bu bambaşka ve diğerinin 'senin tarafından seviliyorum.' demesinden çok daha hafif bir şey. Ama bunlar birbirini seven insanlar değil, dilbilgisi uzmanları...''
sayfa 297
''... Bir öğrenci sürekli ölümden bahseden öğretmeniyle alay ediyor: 'Durmadan ölümden bahsediyorsun ama hala ölmüyorsun.' 'Öleceğim tabii. Son şarkımı söylüyorum. Kimisinin şarkısı daha uzundur, kimisininki daha kısa. Ama aradaki fark sadece birkaç sözcükten ibarettir...''
sayfa 308
''... Hayvan efendisinin elinden kırbacı alır ve kendisini kırbaçlamaya başlar, efendi olmak için, ama bunun kırbacın kayışına atılmış yeni bir düğümün yarattığı bir fantezi olduğunun farkında değildir...''
sayfa 315
''...Ya kaderine boyun eğ... tevazu ile... ya da kaderini ara...''
sayfa 338
''...Yaşayan yazarlar, kitaplarıyla yaşayan bir bağ kurarlar. Kendi var oluşlarıyla, kitapları için ya da kitaplarına karşı müdahale ederler. Kitabın gerçek doğal yaşamı yazar öldükten sonra başlar, daha doğrusu yazarın ölümünden bir süre geçtikten sonra, çünkü bu gayretli yazarlar öldükten sonra da bir süre kitapları için mücadele ederler. Ama sonrasında kitap yalnız kalır ve sadece kendi kalp atışlarının gücüne yaslanabilir...''
sayfa 341
Franz Kafka-Milena'ya mektuplar
antik batı klasikleri