21 Aralık 2015 Pazartesi







''...Yaraların zamanla iyileştiğine inanmıyorum. Zaman sadece bu kayıplarla beraber yaşamaya alışmamızı sağlıyor...''

sayfa 208


Tristan Hawkins - Isis
ayrıntı yayınları

17 Haziran 2015 Çarşamba







''...Aşkın ilk unsuru olan fanatizm yürek acısıdır, delinmiş yürekten çamsakızını andıran bir sıvı gibi damla damla damlar, acıdır ve taze kanla ödenir, kanama midede başlar, oradan ince ve kalın bağırsaklara geçer, zifti andıran bir bok gibi vücut dışına atılır; aşkın ikinci unsuru olan zulüm acımasızca eleştirmektir, iki taraf da karşısındakinin derisini, gerçek ve ruh derisini yüzmek için sabırsızlanır, birbirlerinin damarlarını, kaslarını, kara ve ya kırmızı kalpleri de dahil tüm iç organlarını söküp atmak ister, sonra söktükleri kalpleri birbirlerine fırlatırlar, havada çarpışan o iki kalp parçalara bölünür; aşkın üçüncü unsuru olan soğukluk sürüncemeli bir sessizliktir, soğuk duygular aşıkları buzlu çubuk dondurmaya çevirir, önce kış rüzgarları eser, sonra yere kar düşer, ardından buz gibi sulara girilir, en sonunda çağdaş uygarlığın buzdolabına kaldırılır, domuz eti gibi soğuk hava deposuna asılır, sarıağız balığı gibi soğutma odasına kapatılır... Aşk taze kanın zift karası bir boka dönüşme sürecidir...''

sayfa 387


''...Kim başa geçerse geçsin bizler sonuçta sıradan halk olarak kalacağız. İmparatora direnip tahıl vermediğimiz mi var, yoksa hükümete direnip vergi mi ödemiyoruz, yatın dediklerinde yatıyor, diz çökün dediklerinde diz çöküyoruz...''

sayfa 447


Mo Yan - Kızıl Darı Tarlaları
can yayınları

21 Nisan 2015 Salı

 






''...Vaktimizin çoğunu başkalarının yarattığı şeyleri yargılayarak geçirdiğimizden, kendimiz hiçbir şey yaratamadık...''

sayfa 114


''...erkekler birer şovenist domuz olarak doğmazlar, sonradan olurlar ve her gün binlerce erkek kadınlar tarafından bu şekilde yetiştirilmektedir...''

sayfa 121


''...Eğer sevilmemekle, incinebilir, hassas ve duygusal biri olmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalsaydım, sevginizi kendinize saklayın derdim...''

sayfa 227


''...Ve devamlı kaçmaktan kaçış yoktur. Kendimizi şaşırtıyoruz. Yüzleşmekten kaçınıyoruz. Anı yaşıyoruz. Otuz bir çekiyoruz. Televizyon izliyoruz. Reddediyoruz...''

sayfa 278


Chuck Palahniuk - Tıkanma
ayrıntı yayınları

28 Mart 2015 Cumartesi








''...Neal'ın gelişiyle hayatımın yoldaki hayatım diyebileceğim kısmı gerçek anlamıyla başladı. Ondan önce batıya gitmeyi, ülkeyi görmeyi hep hayal etmiştim, sürekli belli belirsiz planlar yaparak ve hiçbir zaman tastamam yola çıkmayarak falan filan...''

sayfa 13


''...Annem bir seferinde demişti ki, erkekler kadınlarının dizlerine kapanıp af dilemedikçe bu dünyaya huzur gelmez. Doğru söylüyor. Dünyanın her yerinde Meksika'nın cangıllarında, Şangay'ın arka sokaklarında, New York'un kokteyl barlarında, kocalar sarhoş olurken kadınları evde, giderek kararan geleceğin bebekleriyle oturuyorlar. Bu adamlar makineyi durdurup eve gelseler---diz çökseler---af dileseler---ve kadınlar onları kutsasa--- huzur bir anda mahşerin mündemiç sessizliği gibi büyük bir sessizlikle gelecek...''

sayfa 156


''...Baksana Jack, bugünlerde yaptıkları rafların bir saatin ağırlığıyla altı ayda kırıldığının ya da durup dururken çöküverdiğinin farkında mısın? Evler de öyle artık, elbiseler de. Bu Şerefsizler SONSUZA kadar dayanacak evler yapabilecekleri plastiği icat ettiler. Lastikler, ha keza. Her yıl milyonlarca Amerikalı, yola çıkınca patlayıveren sorunlu araba lastikleri yüzünden ölüyor. Hiçbir zaman patlamayacak lastikler yapabilirler. Diş tozu da öyle. İcat edip kimseye göstermedikleri bir ciklet var; eğer küçükken çiğnersen ömür boyu tek bir çürüğün olmaz. Kıyafetler ha keza. Sonsuza kadar dayanacak kıyafetler yapabilirler. Ucuz mallar üretmeye devam ediyorlar ki herkes çalışmaya, iş giriş çıkış saatlerini bildirmeye, kederli sendikalarda organize olmaya ve etrafta boş boş dolaşmaya mahkum olsun; o sırada Washington ve Moskova'da da malı götüren götürecek...''

sayfa 189


''... Öyle ya, eğlence arıyorsun iyi güzel de hayat bu kadar kederliyken sürekli eğlensen ne çıkar...''

sayfa 248


''...Daha gidecek çok yolumuz vardı. Ama bu önemli değildi; çünkü yol hayattır...''

sayfa 263


''...Ha ağladım ha ağlayacaktım; ulan dünyadaki herkes yaptıklarınız ve varlığınız için bir açıklama istiyor ya...''

sayfa 272


''...Nerede yaşarsam yaşayayım. Valizim her zaman yatağın altından fırlamaya hazırdır; ya terk etmeye ya da kovulmaya hazırım...''

 sayfa 316


Jack Kerouac - Yolda
ayrıntı yayınları

14 Şubat 2015 Cumartesi









''...Sefil düşünceler ve küçüklükler arasında kaybolup, hayattaki büyük sırrı çözemedik, soru da cevapsız ve acımasız kalakaldı: Nasıl yaşadın, neden öyle yaşadın, neyi yapabilecekken yapmadın, başka bir yol, başka bir anlam arıyordun, yanlış zilleri, yanlış kapıları çaldın, yanlış yollara saptın, yanlış insanları sevdin, yanlış yataklarda uyudun, yanlış evlerde yaşadın. Neden hayal ettiklerini, düşündüklerini bu kadar küçümsüyorsun? Her neyse...''

sayfa 370


''...Sonunda Kostandis! Bir kere olsun dışarı çık, tasmanı ve korkularını at...''

''...Ben yaşamadım, hedefi ıskaladım, ellerimin içinden gitti, kayıverdi, hayır hayat değil, hayatı nasıl olsa yaşadık, yaşıyoruz, geçip gidiyor, ama diğeriyse, o elle tutulamayan, aklının bir köşesine, ruhunun derinliklerine attığın şey gidiverdi. Asıl anlamın orada saklı olduğunu bilmene rağmen, onu düşünmek istemezsin, alıp atarsın, arşive kaldırırsın, unutursun...''

sayfa 374


''...Bilmiş ol, insan herşeyi hesaplar.Tahmin edemeyeceğin kadar çıkarcıdır. Sadece parayı kastedmiyorum. Tamam herşeyin içinde o da var. Sanki içine, tabi kendi ölçülerine göre ya da kişiliğinin ölçülerine göre milyonlarca bölüme ayırdığın, görünmez bir mezura koymuşsundur, o günden sonra da, mezuran olmadan tek adım atmazsın. Ölçüp, hesaplayıp eyleme geçersin. İnsanları ve eşyaları paramparça eder, onları çok kolay yönlendirir, hatta onlar cellatlarının kim olduğunu anlamadan, onları idama bile götürüp, idam edersin. Beyefendi sorumluluk taşımayan egemenlerdendir.Kurbanın hiçbir zaman ona neden şu ya da bu şekilde davrandığını öğrenemeyecek...''

sayfa 402


''...Sonsuza dek doğallığı, özgünlüğü yok ettik. Samimiyet kalmadı. Küçük hesaplar her şeyi rezil etti. Tamam başka türlü olmaz, biliyorum. Şu ünlü kendini koruma içgüdüsü seni önlem almaya zorlar. Ama kahretsin, bizler o içgüdünün saflığını bozduk, onu çarpıttık, aldattık...''

sayfa 402/403


Kostas Mourselas - Kızıla Boyalı Saçlar
kırmızı kedi yayınları